Friday, April 20, 2007

Sok Karar !

Cumhurbaskanligi secimine dair AKP'nin "sok bir aday aciklayacagi" seklindeki Baskent soylentileri uzerine NTVMSNBC bir forum duzenlemis; "sizce sok aday kim" diye. Insanlar Hilmi Ozkok ve Nazli Ilicak isimleri uzeirne yogunlasmis. Kulislerde Nimet Cubukcu adi geciyor. Peki bu zamana kadar AKP "istikrar" soyleminde bulunurken; bu "sok" ne icin ? AKP "one party show"a devam etmek istiyor; eh gundemi isgal etmek, Baykal'i ikinci siraya atmak kolay degil tabii.
--------------------------
Ve Nokta dergisi kapaniyor. Olaylar nasil gelismisti, bir hatirlayalim:
"Nokta dergisinin 29 Mart tarihli sayısında, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu öne sürülen notlar yayımlanmış, bu notlarda kuvvet komutanları ve jandarma komutanının AKP’ye karşı "Sarıkız" ve "Ayışığı" adlı iki ayrı darbe planladığı, ancak dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün bu girişimlere karşı çıktığı iddia edilmişti. Nokta Dergisi Örnek’e ait olduğu öne sürülen ve daha önce de basında bir kısmı yayımlanan günlük notlarının 2003 yılı sonu ve 2004 yılı başlarına ait olan bölümlerini yayımlamıştı."
Buraya kadar hersey normal, iyi bir gazetecilik ornegi.
"Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, gerçekleştirdiği basın toplantısında, Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlüğün Genelkurmay arşivinde bulunmadığını söylemişti. Büyükanıt, "Bütün arşivi tarattım böyle bir belge ya da benzer bir yazışma yok" demişti."
Genelkurmay kisisel gunlukleri ve notlari da arsivliyor ha ! Vay be. Peki tamam, kabul ettik, bu belgeler tamamen sahte. Sonra ne oldu ?
"Nokta Dergisi'ni basan polis, dergideki belgelere el koymak icin baskini gerceklestirdi."
Ne ? Hangi belgeler ? Hani boyle belgeler yoktu ? Muhtemelen tedbiri fiildir bu, "biz ileride belge ele gecirirlerse diye bastik" falan. Netekim, Nokta dergisi "hicbir baski altinda kalmadan ve kendi rizasiyla" sahibi tarafindan kapatildi. Darisi bu sitenin basina. Telekom'dan tum blogspot'a girisi yasaklamasini istiyorum, burada hakaret dolu "gunluk"ler var. Sonra da Microsoft aciklama yapar, "biz tum internet arsivini tarattik, oyle belgeler yok" diye.
-------------------------
Emniyet basin bulteninde, gecen hafta mitinglere katilanlar rakamini 585 bin diye aciklamisti. "Adamlar oturup teker teker saymislar, helal olsun." diye dusunmeyin; aciklama jet hiziyla degistirildi. Nasil mi ?
"Basın açıklamalarında ülke genelinde yapılan yasadışı olayların istatistikleri verilmektedir. Türkiye genelinde gerçekleştirilen izinsiz 4 toplahtı ve gösteri yürüyüşüne yaklaşık 585 (Beş yüz seksen beş) kişi katılmıştır."
Yaklasik 585 kisi ? Peki bu izinsiz gosterilere katilanlarin sayisi nereden biliniyor ? Gozaltina alindiklari icin mi, yoksa fislendikleri icin mi ? Yaklasik. Peki neymis bu gosteriler ?
"Türkiye genelinde geçen hafta 1’i molotoflu 3’ü basın toplantısı şeklide toplam 4 gösteri yapıldığını bildiren Emniyet yetkilileri..."
Molotoflu gosteri ?! Yasadisi gosterileri de siniflandiriyorlar demek ki, "molotoflu", "C-4'lu", "tasli sopali", "tazyikli sulu" gosteriler seklinde. Iyiymis bu ya.

Wednesday, April 18, 2007

Islam'da Hosgoru

Islam dinini dunyaya dogru tanitma calismalarindan biri daha gerceklesti bugun. Gecen cabayi hatirlayalim:
Danimarka'da bir gazetede Hz. Muhammed'in kafasinda bomba ile resmedilmesine kizan Muslumanlar, siddet eylemlerinde bulunmuslardi.
Bugun ne oldu ? Malatya'da, "Incil satan kitabevi" olarak fislenmis bir kitabevinde 3 kisi hunharca katledildi. Dunyaya verilen mesaj ? "Islam hosgoru dinidir." Bravo. 3 tane "misyoner"i iskenceyle katlederek cennete gidecegini sanan 5 tane aptal.
------------------------------
Ve Tayyip Erdogan butun cumhurbaskanligi soylentilerine bugun noktayi koymak uzere beklenen aciklamayi yapti:
"Efendim "Niye açıklamıyorsunuz?" diyorlar. Hiçbir şey açıklamadığımız zaman nelerin konuşulduğunu görüyorsunuz. Eğer bir şeyler açıklanmış olsaydı nelerin olabileceğini tasavvur ediniz."
Sonuc ? 24 ya da 25 Nisan'da Recep Tayyip Erdogan cumhurbaskanini aciklayacak. A-ha ! Ama bir fark var. Bu sefer, AKP ona "tam yetki" vermis. Sanki daha once cumhurbaskanini aciklamaya kalktigi anda gruptan biri lafini kesecekti de. Aciklama yapmak icin tam yetkiye ihtiyac duyuyormus meger Tayyip Erdogan, ondan bunca zaman oyalanmisiz biz. Ha bir de unutmadan:
"Milli irade adına cumhuriyetimizin bekası için 11. cumhurbaşkanını seçeceğiz." Vay be.
-----------------------------
Bugun trajikomik bir olay gerceklesmis:
"Türk Hava Yolları’nın (THY) İstanbul-Tripoli seferini gerçekleştirecek park halindeki uçağında hazırlık yaparken dengesini kaybederek arka kapıdan düşen hostes, hastaneye kaldırıldı."
Bunun komik bir tarafi yok; ancak Milliyet Gazetesi'nin heyecanla takip ettigim okuyucu yorumlarindan bir tanesi:
"ALLAHTAN UÇAK DÜSMEMIS. SANSLI HOSTES. "
Yani yuh be kardesim !
-----------------------------
Ve son gundem Italya'dan. Eski Italya Basbakani Silvio Berlusconi, 30 Ocak 2007 tarihinde, yazili bir aciklamayla karisindan ozur dilemisti:
"Ozur dilerim, beni bagisla. Senin onurunu, agzimdan dikkatsiz sozcukler dokulse bile, kalbimdeki bir hazine gibi sakliyorum."
Bu ozur, 70 yasindaki Berlusconi, bir bayana "Seninle her yere giderim." dedigi icin gelmisti. Italyan paparazzileri ortaya cikardi ki, Berlusconi degil bir, bes bayanla her yere gidermis:
"Eski İtalya Başbakanı, özel villasında el ele dolaştığı genç kızları dizlerinde oturturken görüntülendi."
Medyayi kontrol etmesi, futbol takimini sike skandalinda korumasi, ve de bunun gibi bir cok etikdisi hareketleri zaten siradanlasmis olan Berlusconi, siciline bir etikdisi hareket daha ekledi. Isin kotusu artik Tayyip Erdogan'la iliskileri de rayindan cikar. Ne de olsa biz Turkler her b.ku yeriz, ama is namusa gelince aslan kesiliriz.

Tuesday, April 17, 2007

Halkin Rahatsizligi

Yarin Cumhubaskanligi spekulasyonlarina bir son verilecek, ya da Erdogan "Aday degilim" derse spekulasyonlar busbutun artacak. Halkin bu konudaki gerilimi son zamanlarda iyice ayyuka cikti; ama bu gerginligi gosteren apayri bir gelisme yasandi dun:
"GAZİANTEP’te kendisinin merhum sinema sanatçısı Erol Taş’a benzetilmesine sinirlenen ayakkabı boyacısı 30 yaşındaki İbrahim Bulut, 19 yaşındaki Mustafa Yaz’ı bıçakla kalçasından yaraladı."
Iste halk bu kadar gergin.
----------------------------
Cumhurbaskanligi tartismasina TUSIAD da taraf oldu dun; TUSIAD'in ilk kadin baskani Arzuhan Yalcindag, kendi goruslerini acikladi:
“Cumartesi günkü miting hassasiyetin ortaya konması açısından önemli. Toplumsal hassasiyeti önemsemeden bir cumhurbaşkanı seçilirse, bu orta vadede ekonomik ve siyasi istikrarsızlığa neden olacaktır.'' Yani:
“Şahsi hislerim, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olmayacağı yönünde."
Benim anlamadigim bir nokta var; halkin demokratik tepkisini ortaya koymasi onemli tabii de; (hatta bu miting Turkiye tarihine gececek nitelikte bir miting gercekten), simdi Erdogan'in yerine, ornegin Bulent Arinc aday olursa, halk bu denli tepki gosterecek mi ? Bulent Arinc, Tayyip Erdogan'dan daha kalifiye, daha uzlasmaci, daha iyi bir aday mi ? Halk, neye tepki verdigini biliyor mu, yoksa medyanin verdigi gazla mi ilerliyor ? Iste bu konuda ikilemdeyim.

Monday, April 16, 2007

Cumhuriyet Mitingi

14 Nisan'da, Turkiye tarihindeki en fazla katilimli mitinglerden biri gerceklesti. Mitingi cok "basarili" bulanlar da var gerci, ama amacina ulasip ulasmadigi belli olmadan bir miting nasil basarili olur, orayi anlamadim. Mesela ben teker teker Istanbul'daki kahvelere gidip "Taksim Meydani'nda Rus kari dagitacaklarmis yarin" deyip, o meydana 100 binlerce insan toplasam, belli bir mesaj vermis olur muyum, mitingim "basarili" olur mu ?
AKP milletvekili Eyup Fatsa da mitingi "basarili" bulmamis olacak ki, cok olumlu elestirilerde bulunmus bugun:
''Çok samimiyetle söyleyeyim;Eğer AK Parti, böyle bir şeyi organize etmiş olsa, biz birkaç milyon insanı, bunun 10 katı insanı buraya toplayabiliriz.'' Rus karisi ?
Deniz Baykal da dun mitingde verilen "acik bir mesaj"dan bahsetmisti. Bakalim ne kadar acikmis mesaj ?
''Ne diyor; 'Seçmeyin, yapamazsınız, seçtirmeyiz' diyor. Kim seçecek bunu? Sokaktaki insan seçmeyecek ki...Parlamentodaki milletin temsilcileri seçecek. Bu, müdahale değil de nedir? Millet iradesine, Parlamento iradesine müdahale değil de nedir yani? Bunun başka türlü anlaşılır veya okunuş şekli var mı?''
Parlamento iradesine mudahale ? Ama parlamento zaten halkin iradesinin temsilcisi degil mi ? Yani halkin iradesinin iradesine... Bu karisikligi da soyle cozmus Fatsa:
"Biz bu konuda Türk milletinin sağduyusuna inanıyoruz."
Peki bu sonucta demokratik bir tepki degil mi ? AKP, demokrasiye inanmiyor mu, niye bu kadar siddetli yorumlar ?
"Geçmişteki örnekleri de göstermiştir ki kaos, kriz meydana getirmek suretiyle bir takım problemler, gerginlikler meydana getirmek suretiyle buradan siyaseten veya başka gerekçelerle nemalandırma gayretleridir ki millet de buna 50 yılda hiçbir zaman prim vermemiş. Bu tür davranış sergileyenleri de hiçbir zaman ödüllendirmemiştir. Her seferinde de bunları cezalandırmıştır."
50 yildir prim vermeyip, ulkede ic savas cikarip 3 tane darbeye davetiye cikardik. Demokrasi kulturumuz son derece yerlesmis gercekten.

Sunday, April 15, 2007

Aciklama

Bu blog'daki postlar, Jon Stewart sarkazmindan esinlenerek yapilmaktadir. "Bu ne lan, soguk Amerikan esprisi yapmisin" diyen olursa, dogrudur, cunku esin kaynagi odur. Bu blog'u daha cok, politik sarkazmi Turkce olarak ve Turkiye'de nasil yapabilirsin deneysel calismasi olarak tasarladim kafamda. Her turlu elestiri, begeni, yergi ictenlikle kabul edilir.

Cumhurbaskani Kim Olacak ?

Tayyip Erdogan'in cumhurbaskani olup olmama ile ilgili aciklamalari gercekten heyecan verici.
Once Der Spiegel'e yaptigi aciklamaya bakalim:
"Bu konuda henüz karar vermedim. Partim, milletvekilleri ve hükümet dışı kuruluşlara da bu konuda danışıyorum."
Sonra yaptigi aciklamada da 18 Nisan'da final kararini verecegini aciklamisti. Ama herhalde bu konuya dair en basarili aciklamasi Hannover'de gerceklesti:
"Hep diyorlar ki illa cumhurbaşkanlığını açıklayın. Sevgili vatandaşlarım bakınız bizim derdimiz ne biliyor musunuz? Makamlar, mevkiler değil. Bunların hepsi gelip geçicidir. Her zaman söylüyorum, başbakan olsan ne yazar cumhurbaşkanı olsan ne yazar."
Yani cumhurbaskani olmayacak misiniz ? Yoksa basbakanligi da mi birakacaksiniz ? gibi sorularin akillara gelmesine gerek kalmadan bu aciklamanin altinda yatan metafiziksel gerceklikle basbasa kaldik:
"Bizim değerlerimizde öldün seni koyacakları yer, 2 metre küp yer. En fazla yeri ben alırım ha... 1.85 boya sahibim. Ve getirip musalla taşına koydukları zaman 'er kişi niyetine' diyecekler. Başbakan niyetine demeyecekler ki cumhurbaşkanı niyetine demeyecekler ki."
Sayin Basbakan'in kara kasi kara gozune hayrandik zaten ama, boylu poslu oldugunu hic dusunmemistim, ekranda cok carpici durmuyormus. Peki bu demecin sonuclayici cumleleri ne olacak ?
"Baki olan nedir? Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş. Yaşadığın vatanda vatan toprakları için ne yaptın, milletin için ne yaptın. Bulunduğun makamda ne gibi hizmetler verdin. Hortumladın mı, hortumları kestin mi? Eğer hortumculuk bizim dönemimizde prim yapsaydı bu yatırımların hiçbiri yapılmazdı."
Dominique de Villepin'dan daha sanatci ruhlu bir basbakanimiz yok mu Allah askina ? Hey dallama Fransizlar, size gene koyduk.
------------------------
Tayyip Erdogan'in aciklamalarindan daha aciklayicisi Bulent Arinc'dan geldi: "Sivil, dindar ve demokrat" olacakmis yeni Cumhurbaskani. Sivil ve demokrati zaten bekliyorduk da, dindar kriteri carpici. Metin Uca su an adayligini geri cekmeli. Ben de cekiyorum.
Bulent Arinc'a sormak lazim bir de tabii, mesela benim bildigim cok dindar Yahudi ve Hristiyan arkadaslar var, kontenjandan girerler mi acaba ? Bak simdi anladim, yeni cumhurbaskanimiz Konfucyus olacak. Gerci demokratligi supheli ama olsun.
------------------------
Deniz Baykal da cok basarili tespitler yapti dun:
"Tandoğan'ın mesajını iyi oku. Millet Tandoğan'da şu mesajı verdi: Çankaya'ya aday olma. Muhalefetle uzlaş, adayı öyle belirle."
Mecliste halkin yuzde 55'i temsil edilmedigi gerekcesiyle Tayyip Erdogan'in cumhurbaskanligina karsi cikan birinin, mitingdeki 370 bin insanin mesajini kayda almasi kayda deger bir gelisme hakikaten. Deniz Baykal soyle devam etmis sozlerine:
"Ben 2005 Temmuz'unda TBMM kapanınca 'halkı göreve çağırıyorum' diye bir basın toplantısı yaptım. Bu çarpıtıldı. Başka yerlere çağrı yapıyor, dendi. Hayır. Çağrım halkaydı. Demokrasiyeydi. Bu çağrımın sonuç verdiğini, doğru algılandığını 14 Nisan'da Tandoğan Meydanı'nda gördüm ve çok mutlu oldum."
Eh bizim halkimiz biraz aptaldir, Aziz Nesin ustanin kulaklari cinlasin, mesaji 1 yil 9 ay gecikmeli almisiz biraz. Benim esas ilgimi ceken tespit su oldu:
"Başta laiklik olmak üzere cumhuriyetin kazanımlarına yönelen tehdide karşı vatandaşta 'bir şey olursa TSK gereğini yapar' kolaycılığı vardı. Bunu kırdık, cumhuriyeti halkın koruması gerektiği mesajını ısrarla verdik." Ben hatirlamiyorum boyle bir sey keza.